Çarşamba, Haziran 6

çarparım, cin olmadan adam çarparım!

Huyumdur boyumdan büyük işlere kalkışmayı severim!  Elimin hamuruyla anne işine karışıp hezimetle oturmuşluğum da çoktur tabi de genelde ilk seferde acemi şansının nasiplenicisi olurum!
İşte yine böyle bir macerada, daha çilek reçeli bile yapmamışken kendimi turunç reçeli yaparken buldum! Tabi bu reçeli düzenli olarak yapan insan kişilerinin karşısında saygıyla eğildim! Ne kadar uzun, ne kadar zahmetli ve de ne kadar lezzetliymiş!
Tabii ki bol bol blog okudum yapmadan önce, haddimi en azından o kadar bildim. :) Nursen Doğan , Yemek ve Biz ve  SinekSekiz blogları çok çok yardımcım oldular!
Önce tariflerdeki gibi turuncun dış kabuğunu ince rendeyle temizledim. Bendeniz rendenin en ince kısmını geç farkettiğim için biraz fazla rendeledim sanırım ama lezzetini pek etkilemediğine göre çok da öğütmemişim demek ki! Meğersem rendenin ennn bi ince kısmı varmış! Mutfak robotu dönemi çocuğu olunca böyle oluyo demek ki!
Bi güzel dilimledim.
Beyazlarını da biraz biraz incelterekten ipe dizmeye hazır hale getirdim!
Yuvarlaya yuvarlaya ipe dizdim!

Yaparken ne kadar çok olduklarını farkettim tabii! Hem "ilk denemeden hepsini heba etmeyeyim" hem de "kim yiyecek bu kadar çok reçeli?" diyerekten 2 koca iplik yani yaklaşık 7-8 adetlik turuncu kabuğumu ayırıp geri kalan kısmını mutfağa kuru biberlerimizin yanına astım!
İpte yuvarlaklı kabuklarımı 24 saat boyu suyunu değiştire değiştire beklettikten sonra bol suda 3 defa kaynatıp kaynatıp süzdüm.
Haşlanan kabuklarımı bezlerle kuruladıktan sonra galiba 3-4 bardak suya 4 bardak şeker katıp karıştırıp turunçlarımı içine saldım!
Ölçüm galibalı çünkü bünyem o kadaaaaar çok şeker konmasını bi türlü kabul edemedi ve sanırım hiç bi ölçüye uymadım! Araya giren ispanyolca sınavı, kurslar, ales yüzünden de bi türlü fırsat bulup yazımı yazamadığım için neyi ne kadar koyduğum, ne yapıp ne ettiğim kafamdan kuş oluuup uçtu! Şükür ki yukardaki bloglarda ince ince tarifler var!
Turunç kabuklarım kaynaya kaynaya şeffaflaşmaya başlayınca yarım limonun suyunu da ilave edip bi taşım daha kaynatıp kapattım!
Az biraz soğumalarını fırsat bilip iplerinden çıkardım, kavanozladım, kaseledim! Evet çok yoruldum, hatta bitap düştüm! Ama bi tanesini ağzıma atınca parmaklarıma batan iğneleri, turunç suyunun yakıp kavurduğu ellerimi, ellerimdeki turunç lekelerini, mutfakta biriken bulaşıkları, yoruluşumu, hepsini heeepppsini unuttum!
E tabi cin olmadan adam çarpmaya çalışan ben, turunçlardan arta kalan rendelenmiş kabuklara ve de turuncun suyuna da kıyamadım! Kabuklarımı kurutup kışın gelecek griplerle savaşmak için ıhlamur katkısı olarak sakladım. Ayrıca ipteki turunçlar ve rendelenmiş turunçlar kururken ev bildiğin nefis koktu! ııımmhhh!
Suyunu da yine blogda okuduklarım gibi kaynata kaynata turunç ekşisi yaptım! Ama itiraf ediyorum o kadar ekşi ve acı birşey ki ilk denemeden sonra bir daha cesaret edip kullanamadım! Ayvalık'tan aldığımız şişede o kadar güzel durdu ki kullanmadığıma dertlenmedim bile! :)
dipten kum çıkarmalı not: bittabi istanbul'da turunç bulmak mümkün değil. Kaş'taki arkadaşım bize kooca bi koli yaparaktan yolladı turunçları! Ve hatta ben o kocaaa koliyi taşırken böbreemdeki kumları hoooplatıp yatak döşek oldum! İşbu reçelde evde yatarken fırsattan istifade yapıldı! yani turunçlar kendi reçel yapma vakitlerini ayarlayaraktan geldi!

dipte zaman ölçekli not: hem hasta hem de acemi olduğumdan tabi ki tüm bu işler tek günde yapılmadı! yaklaşık 3 günümü aldı! Böylece artık deneyimle sabittir ki rendelenip ayıklanmış kabukları ipe dizmeden buzdolabı poşetinde 1 gün bekletebiliyomuşuz!

dipte az şekerli kekli not: ilk yaptıklarım bittiğinde o dönem şansımıza adana'ya giden arkadaşımız gülseren'in getirdiği turunçları reçellerken şekeri daha da az kullandım. Evet daha hafif oldular ama turunçlar şekerleme kıvamına gelemediği için biraz dağıldılar! Dağılan turunçlardan çok güzel turunçlu kek oldu!

dipte kuru not: ipte dizili turunçları da denedim tabii ben bu arada! üzerinden aylar geçince de olabiliyorlarmış!

dipte içten teşekkürlü not: kaş turunçlarının tedarikçisi özcan'a, adana turunçlarının tedarikçisi gülseren'e çok çok teşekkür!

dipte müjdeli not: işte tam da bu yazıyı yazarken alesten 70,2 aldığımı öğrendim! mutluyum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...