Pazartesi, Eylül 20

hediye paketleyelim miii?

Veee gün gelir aplam şenliklerle kutlanası güzel bir yaşa basar! Alınacak hediyeye karar verildikten sonra sıra paketlemeye gelir!!!

Dan dan, dan dan, dan dan!
Eyvah!
Piyasada sadece jan janlı paketler var!

Ayıcıklı, çiçekli paketleri kullanmama kararı alan kardeş, ofiste alır önüne iki tane A2 boy kağıdı, başlar yazmaya! Ablasını, geçen yılları düşündükçe aklına gelen tüm kelimeler, hisler dökülür birer birer kağıda! Tabiki tekrarlana tekrarlana :) Sonra yazıları kalpler ve sarı keçeli kalemle yapılan puantiyeler takip eder!

Ta daaaaa!!!

Ama öyle kuru kuru süssüz paketle olur mu? Bunu bi de çiçek-çiçekimsiyle süslemek lazım!


Hediyemi verirken ilk aşamada paketin içindekinden daha etkili olduğunu söylemeliyim! Ablamın bir süre sadece bakar konumda kalmasına sebep oldu :)



" Meraklısı için çiçeğin yapım şekli:

Önce kağıdı 3-4 cm genişliğinde uzun bir şerit olacak şekilde kesip, yuvarladıktan sonra yapıştırıcıyla sabitleyip çiçeğin göbeğini yaptım. Daha sonra da yine 3-4 cm genişliğinde kesitğim kağıtları aşağıdaki makas izlerinin ve kesikli çizgilerin gösterdiği gibi kestim. Dallandırılan kısımları yuvarlayıp bunları da yaptığım göbeğin çevresine sarıp yapıştırarak çiçeğin yapraklarını yaptım.
-Bu yuvarlama işlemini yaparken aşağıda yapıştırmak için yeterli kalınlıkta kesilmemiş kağıt kısmı bırakmaya dikkat etmek yeterli.-
Yapraklama işlemini çiçeğin göbeğinin yüksekliğine gelene kadar tekrar ettim, çiçeğimi şenlendirdim! Bittikten sonra yapım aşamasında bozulan yuvarlanmaları tekrar düzelttim ve çiçeğimi paketime iliştirdim! "

"paketin içindeki için :)"

dalga sesi?

Perşembe, Eylül 9

kapılarda süslenir ki

Geçtiğimiz Nisan ayında babanneme kapı süsü yapmak için filizler alınmadan fındıklığa dalıp, fındık filizleri topladık babamla ve ablamla!

Taze filiz zamanını biraz kaçırdığımız için filizlerimiz de biraz sertleşmişti, o yüzden istediğimiz şekilde yuvarlayamadık ama filizlerimizden vazgeçmedik ve asimetrik alt çerçevemizi plastik kelepçelerle sıkıca bağlayıp kurumaya bıraktık.




İşin tesadüfi ve en eğlenceli kısmı bundan sonra başladı:)

Önce ablamla tesadüfen kozalakların bir kısmını bulduk, bizden sonra annem günlük yürüyüşlerinde kozalak hazinemizi zenginleştirdi. Böcek olasılığına karşılık kozalaklarımızı yüksek sıcaklıkta 15 dakika kadar fırınladık ve onları da beklemeye bıraktık. Bu evrenin bize kapı süsünü yapmamız için ilk hediyesiydi :)

Çocukluğumdan beri at kestanelerine bayılırım. İş çıkışlarında tam da ben kapı süsü için doğal malzemeler bulmaya çalışırken her akşam birer birer önüme çıkan at kestanelerini -çocukluğumda bulamadığım mazeretimi de bulmuş olmanın hevesiyle- hemen topladım tabi! İşte bu da evrenin 2. hediyesi oldu :)

Evrenin bize 3. hediyesi-tesadüfü kumsal çıkışı evin yolu üstünde bulduğumuz yeni budanmış servi dalları ve onun değişik kozalakları oldu. Servi kozalaklarını da aynı şekilde fırınladık tabi:))


Tüm malzemeler bir araya gelince sıra onları birleştirmeye geldi. Filizlerin etrafına büyük çam kozlakalarını, çam kozalaklarından sonra arada doku, yüzey ve renk farkı yaratması için servi dallarını sıcak silikon tabancasıyla yapıştırdık. Kapıya asmamızı sağlayacak kurdeleyi de kozalakların altından geçirdik. Hem bu kurdeleyi gizlesin hem de süsü ortadan ikiye bölsün at kestanelerimizi kurdelenin üstünden 3 tane, alt ortaya da bi tane gelecek şekilde yapıştırdık. Sonra da servi kozalaklarını yapıştırıp, elimizde kalan diğer servi dallarıyla filizlerin görünen tüm yüzeylerini kapattık.

Asimetrik alt çerçevemizden vazgeçmeyişimiz bize bi fayda sağladı ve tüm malzemerimizi üzerine yapıştırdığımızda bize bu kalp şeklini sağladı. Baktık kalbe çok benzedi fazladan elimizde kalan at kestanesini de kalbi keskinleştirmek için kullandık ve üst ortaya bir tane daha ekledik :)



Dip Not: Babanem süsünü beğendi, ve daha yeni takılmış cici kapısını çivilememize izin verdi. Süsün doğal görünüşü babanemin Geleneksel Akçakoca Evi' nin görünümüne de çok uydu :))

Dip dip not: Yeni siparişlerimiz oldu, filiz zamanı gelir gelmez akrabalarımıza da yapıcaz :) Onlar da bir yandan kozalak toplayacaklar :)) Tabi bu sefer öncelikle filizleri daha yumuşak ve incelreden seçip alt çerçeveyi daha yuvarlak yapmak ilk hedefimiz. Bi de bu sefer gözümü çınar tohumlarına da diktim. Onları da yapıştırmayı planlıyorum :))

Çok dip not: Sıcak silikonun servi dallarına değidiğinde çıkardığı koku muazzam! Bayıldım!

Çarşamba, Eylül 1

taş obceler çoğalıyorrrrr

Sanırım yeni bir bağımlılık edindim! Sürekli yeni birşeyleri kaplama isteği duyuyorum. Hadi kendimi geçtim, annemi ve ablamı da aynı duruma soktum. Kafa kafaya verip "peki şimdi neyi kaplayabiliriz?", "bu masanın üzerine daha büyük bişey lazım" " kırık fanusu kaplayıp şuraya koyarız" "daha çok taş toplamalı" "şuraya daha büyük küllükler lazım" diyerek hayaller kuruyoruz!

Bunlar 3 ayrı boy kavanozdan vazolarımız:


Malum taşlar akçapakçadan toplandığı için bu bağımlılığın yapım adresi de akçapakça! Ve sadece bazı haftasonları orada olduğum için azar azar tamamlanıyorlar.

Bunlar kaplama işinden arada fırsat bulup derz dolgusuyla doldurabildiklerim:


Eğer ev içinde değil de dış mekanda kullanılacak olsalardı aralıkları doldurmamayı, sadece cilalamayı düşünebilirdim ve tabii ki çok daha büyük yüzeyi olan eşyaları kaplamayı! :) Doldurulduklarında çakıl yığını etkisi azalıp daha etkili bir görünüme kavuşuyorlar. Ah bir de cilalanabilseler!


Bunlar da 1 milyonculadan aldığımız renkleri birbirini tam olark tutmadığı için içimize sinerek kullanamadığımız çerçevelerimiz! :) Artık bir takım oldular :


Son olarak(şimdilik) da şekerliğimiz, küçük boy küllüklerimiz ve de yayvan tabağımız :



Yapılacak bir kaç ana obje daha kaldı onları da bitirip hepsinin cilalandığını görmek için sabırsızlanıyorum!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...