Perşembe, Ağustos 1

bin turnaya bir dilek...

turnaların dünyanın dört bi köşesinde ulu kabul edilen canlılar olduğunu biliyor muydunuz? vefa, sevgi, sadakatin sembolü olduğunu? avlanmasının avcısına uğursuzluk getirdiğini? uzun yıllar yaşayabiliğini ve tek eşli olduğunu, eşi ölünce yaşamaya devam edemediğini? peki ya bi iddiaya göre yaşamını sürdürüp günümze kadar gelebilen dünya üstündeki en eski kuş türü olduğunu biliyor muydunuz? 
turnalar mısırda, antik yunanda, rus şarkılarında, amerika kabile totemlerinde, avustralya yerlilerinin danslarında, orta asyada, çinde, japonyada, korede, alevi-bektaşi kültüründe, anadoluda, her yerde her yerde çıkıyor karşımıza. hepsinde de ulu değerleri temsil ederken: vefa, sevgi, soyluluk, sadakat, sağlık, şans...
acıklı hikayelerle de çıkıyor karşımıza tabi ki, 1945 yılında hiroşima'da atılan atom bombasının etkisiyle kansere yakalanan ve 1955 yılında 12 yaşında hayata gözlerini yuman Sadako Sasaki gibi. hasta yatağında kağıtlara "barış" yazarak "1000 turna kuşu katlarsan dileğine erişirsin" efsanesini uygulamaya girişiyor Sadako. ölümünden sonra turna kuşları barışın ve nükleer silahsızlanmanın da sembolü oluyor. 
...
tüm bunları ben de bilmiyordum tabii, yıllar yıllar önce basit bi merakla origami turna kuşu yapmaya yeltenene kadar...
...
sonra sayfa sayfayı açtı, internet denizlerinde yüzüyüzüverdim, okudukça şaştım, üzüldüm, umutlandım. "ben de yaparım 1000 tane" deyip giriştim, katlamayı öğrenene kadar video videosayfa sayfa gezdim. 100 civarına geldiğimde yorulup zaman içinde tamamlanmak üzere ara verdim.

hala ara ara yapıyorum turnalarımı, boş otururken, elime kare bi kağıt geçtiğinde ya da turna temalı bi el işine başladığımda... 
şubat sonlarına doğru yeniden başladım turnalar yapmaya, yeni bir elişi için tabii. önce renkli renkli A4 kağıtlar alıp, kare biçiminde kesip irili ufaklı turnalar yaptım. sonra turnaları boncuklarla birlikte farklı boylardaki kendir iplerine dizdim. 4x4 cmlik çıtaları birbirine sabitleyip, çıtaların etrafını kendirle sardım. çubukların birleştiği yere en uzunca olan turnalı ipi, uçlara da diğer ipleri sabitledim.
sonuç da böyle bişi oldu, pek de güzel oldu, çok da güzel oldu:
dipte oldulu not: oldu oldu da bana mı oldu? tcık, hediye oldu. sevgi, vefa ve sadakat dilekleriyle cici sahibine uçtu :)
dipte şiirli şarkılı ama özünde acıklı not: sadako'nun hikayesi Nazım Hikmet'in yazdığı ve Fazıl Say'ın bestelediği Kız Çocuğu şiirini, ve şarkısını getiriyor aklıma, hüzünleniyorum... 
dipte şarkılı türkülü ama özünde turnalı not: turna diyince aklınıza ve dilinize geldi mi ikisinden biri? Turnalar / Telli Turna ? ya da başka bi şarkı, hım?
dipte çizgi filmli not: Sadako Sasaki Story diye bi çizgi film var youtube'da.ama inglizce altyazılı, izlemek isteyene tavsiye.
dipte sayılı not: benim turnalarım toplamda daha anca 150-160 'ı buldu. efsaneyi okurken, hepsinin dileyende kalma zorunluluğunu görmediğim içün dağıtmakta, oraya buraya bırakmakta da sakınca görmüyorum hiç. orda, burda, şurdalar.. bi dilek ağacında, bi balkon korkuluğunda, bi kitap ayracında, bi cam önü süsünde, bi dolapta, belki de sizdeler! 
dipte umutlu not: kim bilir, belki turnam bir iken bin olur, bir dileğim de onlarla gerçek olur! 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...